Silvian Ivanauskas Café de la Paix Sahibesi
| Konu: Café de la Paix Paz Nis. 01, 2012 12:28 am | |
| Emile Zola’dan Maria Callas’a, Richard Nixon’dan Marc Chagall’a dek birçok ünlünün mekanı olmuş Café de la Paix. Adlarını taşıyan plaketler Paris’in bu en ünlü kafesinin duvarlarını süslüyor. Cafe de la Paix yalnızca insanlar için değil, dünyanın dört bir yanındaki diğer ırklar için de önemli bir uğrak yeri. Burada bir yandan Paris’i doya doya yaşarken, diğer yandan geçmişe bir yolculuk yapıyorsunuz. Önemli yedi caddenin kesiştiği noktada ve ünlü Garnier Operası’nın tam yanında bulunan Café de la Paix’in kazandığı ün, herkese Hôtel de la Paix’in restoranı olduğunu unutturmuş gibi sanki. Yabancı ülkelerden gelen önemli kişilerin konaklayabilmesi amacıyla III. Napoleon tarafından yaptırılan Hôtel de la Paix, bugünkü adıyla Grand Hotel, konuklarını 1862 yılında ağırlamaya başlamış. Paris’in en değerli mekanlarından biri olan otel, 8 bin metrekare büyüklüğünde. Koridorlarının uzunluğu ise beş kilometreyi buluyor. Otelin en büyük salonu olan Opera Salonu, devlet tarafından tarihi eser olarak koruma altına alınmış. Sanata ve bilime verdiği değeri sergilemek isteyen III. Napoleon, otelin yapımında devrin en değerli mimarlarını ve sanatçılarını görevlendirmiş. Café de la Paix’in tavanları resimlerle, oymalarla süslenmiş, kimi bölümleri ise altın suyuyla boyanmış. Paris’in en uzun sokak terasına sahip olan Café, 1890 yılından itibaren ününü dünyaya yaymaya başlamış. Café de la Paix’in büyüleyici tavanlarına bakıldığında, bir bölümünün renklerinin biraz farklı olduğu göze çarpar. Nedeni, Paris’in kurtuluş günü olan 25 Ağustos 1944’te atılan bir bomba ile zarar görmüş olmasıdır. Savaşın son gününde böylesi üzücü bir olayla karşılaşan restoran çalışanları, güçlükle yangını söndürdükten sonra, kapıya bir askerî jipin yanaştığını görürler. Gelen, akşam yemeği için basit birşeyler yemek isteyen bir askerdir. Tüm zorluklara karşın, bu isteği geri çevrilmeyen General de Gaule’e kurtuluştan sonraki ilk yemeği olan soğuk jambon, haşlanmış patates ve salata ikram edilir. Yılda ortalama 7 milyon 150 bin kahve, 230 bin bira satan bu kuruluş, üç bölümden oluşuyor: Çabuk yemeklerin sunulduğu ve en çok ziyaret edilen “Relais Capucines”, şık restoranı “Restaurant Opera” ve Garnier Operası’nın karşısında yer alan barı “Foyer Bar Opera”… Café de la Paix’in bir de derneği var. A.M.A.C.P. (Association Mondiale des Amis du Café de la Paix) adı altında biraraya gelen müşterileri değişik etkinliklerle dostluklarını geliştiriyorlar. Kimi zaman, başka ülkelerde Fransız yemeklerini tanıtmak amacıyla “Fransız Sofrası” haftaları düzenliyor, kimi zaman yarışlarda biraraya geliyorlar. Gelenekselleşen garson yarışması da bu etkinliklerden bir tanesi. Yarışa gönüllü olarak katılan profesyonel garsonlar sekiz kilometrelik parkuru, ellerinde taşıdıkları tepsideki iki bardağı ve bir şişeyi devirmeden tamamlamaya çalışıyorlar. Café de la Paix’in “Altın Kitap” adını verdiği imza defterinde birçok ünlüye ait binlerce not, resim ve karikatürler de yıllardır saklanıyor. Yolunuz Paris’e düştüğünde Café de la Paix’ye uğramadan geçmeyin. Paris’i yaşamak, Paris’i hissetmek istiyorsanız, aradığınızı burada bulacaksınız. | |
|